28 Nisan 2008 Pazartesi

Gün bir kez daha soyunuyor güneşin ışıktan elbisesini..Gözlerime yansırken hüzün ve keder, lanetine bulaştığım o günü hatırlıyorum bir kere daha.Gecenin gelişini endişe ile bekliyorum bana gitme dediğin o akşam gibi.Gözlerinin içinde ruhumun dağılıp kaybolmasını seyrettiğim gibi şimdi de ellerimden kayıp gidişini sessiz çığlıklar atarak mat bakışlarla seyrediorum.Anladım ki hayallerimin okyanusunda kağıttan gemiler yüzdürmüşüm ben umut diye.
Kanlar damlıyor yaşamın kestiği zavallı masum ellerimden.Duvarlar üzerime gelior.Boğuluyorum.Gölgeler dans ediyor.Dudaklarımın arasından ismin sızıyor bir anda.Kulaklarımda yankılanıor.Beynimi deler geçercesine giriyorsun aklıma.Çık git ne olursun.Neden hala ordasın.Yaksam bu bedeni kurtulur muyum ki senden?Bedenim yansa ruhum senin olmaya devam eder mi?Çalamadığım bir dizi notasın sen artık parmaklarımın ucunda.
Yalnızım.Bazen bir tek kelimeye ne kadar çok şey sığabiliyor.Bazense sayfalar yetmiyor.Söylenecek ne kaldı ki benden yana artık.Bir kaç damla rüya, bir avuç melankoli ya da soğuk bir ateş parçası…Düşümde bunları görüyorum her gözümü kapattığımda.Yırtarcasına hayatı uyanıyorum yeni bir sana.Ne kadar yazık.Kağıttan gemilerim vardı benim bir zamanlar okyanuslarımda yüzdürdüğüm.Meğerse hiç olmayan bir adaya kürek çekmişim hep.Gecenin bir yarısı ben bunları oturup yazarken sana dair içimdekileri sense uyuyorsun habersizce.Söyle umudum.Düşlerinde ben var mıyım?
Garip bir huzur kaplar bazen.Melekler iner yeryüzüne, yüzümü okşar.Ürperirim.Maviler içinde inerler baş ucuma.Kollarımdan ve bacaklarımdan bağlanmış kaderin dikenli tellerini gevşetirler.Yaralarımı silerler.Güller yağıyor üzerime mis kokulu.Avuçlarımla tutuyorum yapraklarını kalan son gücümle.Çaresizce yıldızlara ”gidin artık ne olursunuz gidin.” diyorum.Beni kendimle bırakın.
Zaman hayatın metronomu ve biz onun tik-taklarına basarak çıkıyoruz merdivenleri.Bense kaderin bir fahişe olduğunu öğrendiğim günden beridir hayatın portesinde notaların arasına saklanmış bir susum.Tanrı mı?Ya bu şarkının alkışı hak eden ünlü besteci ya da yalnızca kibirli bir kuklacı.Taa ki bir gün gelip bir hasatçı ruhlarımızı tarlalardan toplayana kadar ben bir sus olarak kalacağım…